3 Mayıs 2011 Salı

“Holoyır”

...Bir çeşit kolektif, çoksesli, senfonik şiirden söz eden şairin kitabının dijital baskıyla toplam yüz adet basılmış olması bir çelişki gibi görünüyorsa da, bana kalırsa, şiir kitabı basmayı akla zarar sayan yayınevlerinin tutumuna karşı ironik bir tavır alış anlamı da taşımaktadır...



“Modern çağ bitti. Modern sanat bitti. Şimdi postmodern bir dönemdeyiz. Bu durumun sanatı, tarihi, zamanı, kalıcı bir değeri yoktur. Postmodern yaşam ve sanat modernizmin posasıdır. Kim tarihsel ve toplumsal bütünlükle kayıtlı bir sanat yaptığını sanıyorsa yanılıyor. Hiç kimse tarihsel-toplumsal bağlam ve değerlerle sanat yaptığını kanıtlayamaz. Bütün dünya modernizmin kalıtını, kalıntısını gevip durmaktadır. Ve bunu da yüksek, çağdaş, nitelikli, orijinal sanat sanmaktadır; yanılmakta ve yanıltmaktadır.”
Bu sözler, şair Doğan Almasulu'nun “Ahıyaaaak” adlı şiir kitabının “Yeni Sanatın Öndeyileri/Holoyır Çağrısı-1” başlıklı metninden. Almasulu “Holoyır”ı “yeni yaşama karşılık gelen” sanat anlamında kavramsallaştırıyor: “Holo”, holografik bütünlük; ve yır, şiir, ezgi, söyleyiş...

ÖZ VE BİÇİM AYNI ŞEY

Almasulu'nun anlayışına göre yeni sanat oluntusaldır ve oluntuyla yapılır, şiir de ancak oluntuyla yazılabilir. Daha önce “Uykunun Atları” adlı bir şiir kitabı bulunan Doğan Almasulu, “Ahıyaaaak”da bir çağrı ve bir bildirge olarak geliştirdiği bu görüşleri “Postmodernizmin Sonu mu” adlı deneme kitabında oluşturmuştu. Bu kitapta Almasulu, öz ve biçimin –aslında- aynı şey olduğunu ileri sürüyor, modernitenin temel belirleyici kavramları olan öz ve biçim kavramlarının yeni sanat anlayışında yer alamayacağını savunuyordu.
“Yeni sanat” deyince yazarın aklında birbiri içine geçmiş iki ayrı hesaplaşma vardı. Önce modernizm ile hesaplaşmamız gerekyordu. Modernizmle hesaplaşmadan postmodernizmle hesaplaşamazdık. Bu yapılmadığı için, postmodernizme bu sol sekter yaklaşım, sonunda postmodernizmle uzlaşmayı getirmekteydi.
“Ahıyaaaak” işte bu görüşlerin imgeye bürünüp şiir diye görünmesi diye nitelenebilir.

HER HARF, HER SÖZCÜK, HER DİZE, HER İŞARET BİR GÖSTERGE

Şiire ilişkin olarak da hayli değişik, hatta yer yer uç diyebileceğimiz görüşler ortaya koyan şair, imgenin durağan, sınırları kesin çizilmiş, yalıtılmış, değişmez ve bir kez ortaya çıktıktan sonra orada kalmadığı görüşünde. Şaire göre, sanatta (burada şiirde) asıl amaç sadece imge yaratmak değil, bu yaratımın sonrasını da yaratmak, böylece bir başka oluntuya ulayarak çoğul diyebileceğimiz “oluntuşiir”e varmaktır. “Oluntuşiir”de her öğe hem kendi başına tek bir şiirdir, hem de durmadan değişen yeni bütünlüğün tamamlayıcısıdır: “Çünkü her harf, her sözcük, her dize, her işaret bir göstergedir. Her gösterge durmadan anlam üretir, her anlam yeni kökler, dallar salar, başka akıntılar oluşturur. Tekil şiirin hapsedilmiş göstergeleri çözülür, dağılır, akar, çağrışımlar saçaklanarak daha büyük bütünlüğe akar. İmge oluntusal ulamlamalarla sonsuzca sürer.” (Ahıyaaaak, sf 6.).

TEK KİŞİLİK BİLDİRGE

Ancak, bilgisayarda yazılmış taslak bir metnin sonsuzca kopyalanabilip her kopyanın üzerinde -onları da sonsuzca kopyalayabilerek- ayrı ayrı çalışma olanağı sunan sanal ortama benzetilebileceğimiz bu sonsuzca sürme durumu, Doğan Almasulu'ya göre, etken bir okuyucu profilini gerektirmektedir. Bir çeşit kolektif, çoksesli, senfonik şiirden söz eden şairin kitabının dijital baskıyla toplam yüz adet basılmış olması bir çelişki gibi görünüyorsa da, bana kalırsa, şiir kitabı basmayı akla zarar sayan yayınevlerinin tutumuna karşı ironik bir tavır alış anlamı da taşımaktadır. Bu tek kişilik bildirgenin, “Yenibütün” manifestosundan beri uzun bir zamandır şiirsel bir akıma, bir bildirgeye hasret şiirimize yeni bir soluk getirmesi bu edebiyat ortamında zor elbet.
Peki, ya sanat ve şiir konusunda bu görüşleri süren bir şairin şiirleri…
Bunu da bir sonraki yazıda ele alacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder